9 Ağustos 2010

Gün 8: İstanbul’dan Kopmadan Tatil Keyfi


İstanbul gerçekten harika bir şehir. Çok şehir gezdim, “acaba?” diye düşündüklerim de oldu ama İstanbul bambaşka. Bilmiyorum bundan sonra da çıkar mı daha iyi bir yer karşıma.

Tarih ile doğanın, iş yaşamıyla huzurlu aile hayatının bir arada olabileceği tek yer sanırım İstanbul. Yurtdışından gelen arkadaşlarım da çok şaşırıyordu bu duruma. Bir saat yolculuk sonrası, ormanlar, kumsallar ve plaj… Bazıları için mucize gibi birşey. Mucizelerin gerçekleştiği şehir ise İstanbul. Kıymetini bilmek lazım.

Pazar günü erkenden kalkıp ağaçların mis kokuları arasında, bir saat yolculuk sonrası vardığınız (motorsikletle daha kısa ve trafik yok. lakin nispet yapmayayım dedim:) ) Kilyos’ta farklı farklı plajlar var. Geçtiğimiz hafta Tırımata Beach‘teydim. Bu hafta Solar Beach‘i tercih ettim. Yukarıda klasik pazar keyfim olan ‘yığınla gazete okuma’ hadisesinin Beşinci Cadde ile kafiyeli (aslında redif :P ) olsun diye Milliyet’in Cadde okurkan çekilmiş bir fotoğrafımı görebilirsiniz.

Plaj çok çok kalabalıktı. Kapı girişinden denize girişe kadar şezlonglarla doluydu. Önümüzdeki hafta Ramazan ayı başlıyor; insanlar bu sebeple son haftayı değerlendiriyordu sanırım.Neyseki insanlar yüzmekten çok güneşlenmeye ve barda takılmaya gelmişti ki rahatça yüzebildik. Havanın kapalı olması boğucu bir hava verse de en azından güneş geçen haftaki kadar yakmıyordu.

Beşinci Cadde son dönemin popüler özel alışveriş (private shopping) sitelerinden biri; ama sadece ‘kadınlara özel’ olmasıyla ayrılıyor. Henüz açılmamasına rağmen fısıltı gazetesi sayesinde epeyce yayılmış ve adı sanı bilinir hale gelmiş durumda. Aslında site yönetiminden şu ‘kadınlara özel’ kısmı için özel bir çalışma beklerdim :)

Beşinci Cadde Hakkında:
Beşinci Cadde, sadece kadınlara özel, en sekin markaları ve en özel hizmetleri %70′e varan indirimlerle sunan, üyesi olmayanlara ve erkeklere kapalı bir alışveriş ve yaşam kulübüdür.
http://www.besincicadde.com

Gün 7: The Blues Company ile Çalışanlar Blues Yaptı

Bugün harika bir eğitim gerçekleştirdik Aksigorta’da. 27 Kişilik ekip gün boyu Blues çalıştı ve akşam harika bir gösteri sergilediler. Önce birlikte temel müzik bilgisi üzerine konuşuldu. Ardından gruplara ayrınıldı ritm ve melodi olarak. Günboyu gülüşmeler, yoğun çalışmalar, tartışmalar, uzlaşmalar… Derken iş dünyasının müzik dünyasına güzel bir izdüşümü oluştu. Çıkarımlar çok değerliydi. Biz de ekip olarak büyük keyif aldık. Fotoğrafları maalesef izin prosedürlerini henüz tamamlamadığım için paylaşamıyorum. Ama yakın zamanda fotoğraflı, videolu bir şekilde The Blues Company‘i görebileceğinizi sanıyorum.

Tabi sadece bu kapalı grubun Keops Medya reklamını görmesi yetmezdi. Ne de olsa şu an gördüğünüz site dahil onlarca websitesinde imzaları var. Projenin böyle güzel sunulması onların sayesinde. Dün de ortaklarından Nihat’la keyifli bir film izledik. Fotoğrafları şuradan görebilirsiniz.

Bu sebeple Cevahir AVM’ye uğrayıp evin eksiğini gediğini, birkaç da lüzumsuz birşeyleri satın aldım. Millet görsün azizim; çalışıyoruz orman yapacağız inşallah :)

Birazdan da ortamlarda tişörtümle dolanmaya devam edeceğim. Yalnız birkaç saat sonra üzerinde leke falan olursa ‘tasarıma doğaçlama yorum’ deyip geçelim lütfen :)

Keops Medya Hakkında:
Web tasarımı, arama motorları pazarlaması ve dijital pazarlama konusunda kalitesini müşterilerine tescil ettirmiş kaç ajans vardır dersiniz? Keops Medya, web sitesine, 24 saat açık olan 2. Şube perspektifinden baktığı için hizmet verdiği kurumun tüm ihtiyaçlarını bütünsel olarak tespit eder ve rakip kuruluşların dijital pozisyonlarını inceleyerek sektöründe farkını fark ettirecek bir sentez yapar. Keops Medya, hizmet verdiği müşterilerinin internet dünyasındaki profilini çıkararak bir web stratejisi geliştirir. Bununla birlikte şirketlerin, mesajlarını doğru kitlelere ulaştırması için geliştirdiği web stratejisi ışığında dijital kampanyalar organize ederek şirketlerin hedefe daha hızlı ulaşılmasında etkin rol alır.
http://www.keopsmedya.com

Gün 6: Etiler Üstü Boğaz ile Woo İstanbul


İlk cumanın ceremesini Woo İstanbul çekmiş oldu. Ancak döndüm bilgisayarımın başına. Ama güzel bir gündü efendim. Böylece Woo İstanbul‘un hakkını verecek mekanlarda bulunma imkanı oldu.


Sabah Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’ndeydim. Bir iki işimi hallettim, arkadaşlarla görüştüm. Kampüs gittikçe güzel bir hal alıyor, gelişiyor. Ama yine de Yıldız Kampüsü’nün tamamen taşınması taraftarı değilim. Merkezde güzel bir konumu var.

İş sonrası Etiler Chili’s‘de takıldım. Koca margarita bardakları epey iştah kabartıcı. Ama ilk defa denediğim El Nino bana göre değilmiş. Tekilayı bu kadar yoğun hissedeceksem, shot tercih ederim. Tropical gibi daha tatlı karışımlar, bana daha uygun. Starbucks‘ta da Mert Promosyon GM’i Mert’e rastladım. Dünkü Ajan Salt film gösterimine gelmeyen iki üç YCC üyesinden biriydi; finallerle boğuşuyormuş.

Beşiktaş’tan da bir deniz havası alıp bilgisayar başına geçiverdim. Uykum çok. Üstüne sabah erkenden bir organizasyonda olacağız… O yüzden uzun uzadıya yazamadım. Dünki Angelina Jolie’nin Ajan Salt filmi özel gösteriminden iki kareyle bitireyim:

Ben, Burak Büyükdemir (etohum), Sadık Kocabaş (sunumax), Kamil Güçlü (sütajans)


Nihat (keopsmedya), ben, Kamil, Sadık, Ömer Ekinci (desnet)

Woo İstanbul Hakkında:
Woo İstanbul ile genç ve genç yetişkin erkek ve kadınlara yönelik günlük hayatın pek çok anı için rahat giyilebilir ve şık kombinasyonlar sunuyoruz. Özgün ve farklı konseptimizle erkek ve kadınlar için onları çekici kılacak alternatifler yaratmaya devam ediyoruz.
http://www.woo.com.tr

5 Ağustos 2010

Gün 5: Süt Dökülen Ağaç Canlanır Mı?

Sosyal medyanın “Markanıza İyi Gelir” sloganlı ajansı Süt Ajans‘ı ziyaret ettim bugün. İkram ettikleri süt ve bonsai cinsi minik ağaçla bir poz vermemi istedi Selim Çavuş. Selim’i hepimiz Düşüntaşın Derneği‘nden ve yaptığı “En Çok Kişiyle Kitap Okuma” dünya rekoru denemesinden tanıyoruz.

Sonrasında rahat durmayıp ‘acaba ağaca da iyi gelir mi bu süt?’ merakımı gidermek üzere harekete geçtim. İlk etapta tepki vermeyen mini ağaçtan önümüzdeki günlerde hayırlı haberler almayı umuyorum :)

Gittiğimde ajansın Genel Müdürü Kamil bir toplantıdaydı, görüşemedik. Sonrasında yakın olduğumuzdan o beni ziyaret etti. Ben de ‘sen misin bana Süt Ajans tişörtü giydiren’ nidalarıyla M3 Works gömleği giydirdim. E biz giydirirsek gömleğini giydiririz evelallah :)


Akşam Etohum’un Özel Gösterimi’nde Angelina Jolie’li Ajan filmine gideceğim Cevahir Megaplex’te ama geçe kalmadan yazayım dedim. İlginç birşeyler olursa yarın paylaşırım.

Süt Ajans Hakkında:
Süt Ajans, sosyal medya iletişim hizmetleri, marka ve itibar yönetimi, dijital PR ve dijital WOMM alanlarında hizmet vermektedir.
http://www.sutajans.com

4 Ağustos 2010

Gün 4: Erkan Karagöz’ün Yeni Kitabı Yolda

Bugün yazar dostum Erkan Karagöz‘ü ziyaret ettim. Rus Kızı Vasilisa, Yüreğinin Seğirdiği Andır Aşk gibi kitaplarından tanıdığımız Erkan Karagöz aynı zamanda avukat.

Heykel ve fotoğrafçılıkla da ilgilenen ve köşe yazarlığı da yapan bu çok yönlü dostumla yakında çıkacak olan yeni kitabı üzerine çalıştık bugün. Bu sefer Güneybatı Kafkasya’daki toplumsal ve siyasal mücadeleler tarihi üzerine bir çalışması yayınlanacak.
Bugünkü reklamverenim Artstyle İç Mimarlık, acaba Erkan Karagöz’ün ofisi hakkında ne düşünecek? Klasik mobilyalar seven, bir de duvar piyanosu bulunan Erkan Karagöz’ün ofisinin bulunduğu yüksek tavanlı daire gayet keyifli.

Artstyle Hakkında:
Artstyle, 2005’den günümüze “kalite ve estetiğin buluştuğu yer” felsefesiyle hareket ederek %100 müşteri memnuniyeti sağlamak amacıyla çağın bize sunduğu yenilikçi ve kaliteli malzemeleri kullanarak fonksiyonel iş ve yaşam alanları oluşturmaktadır.
Artstyle sahip olduğu profesyonel kadrove kendine ait üretim alanları ile her türlü çözümü sizler için üretir ve uygular.
http://www.artstyle.com.tr

Gün 3: M3! Çalış da çalış…

Üçüncü günü, ismiyle müsemma olsun diye kendi şirketime rezerve etmiştim. Tam da aynı güne Şehir Fırsatı ile yaptığımız kampanya denk gelince ‘cuk’ oturmuş oldu. Bu gece yarısına kadar ‘Temel Fotoğraf Eğitimi‘ almak isteyenler varsa kaçırmasın. Link burada.

Bugün bir yerlere çıkamadım yoğun iş sebebiyle. Oysa yazları sıcak ve kurak geçen çatı katlarında yaşam daha da zorlaşıyor. Neyseki klima icat olmuş da rahatça çalışabiliyoruz.

M3 Works şirketlere sanatla ilgili atölyeler konusunda uzman bir firma. Bunun dışında her organizasyon şirketinin verdiği ses, ışık, destek ekibi gibi işleri de yapmakta. Ayrıntılı bilgi için aşağıyı okuyabilirsiniz.

Masamın dağınıklığı için kusura bakmayın, demek isterdim; ama hep dağınık. Çift monitör rahatlığı yanısıra gördüğünüz gibi raflar oyuncaklarım ve perküsyon aletlerimle dolu. Ofisin geri kalanında da benzer görüntü hakim: Duvarlarda asılı gitarlar, perküsyonlar, çektiğim fotoğraflar, posterler… Ama merak etmeyin, diğer yerleri bu kadar karman çorman değil :)

M3 Works Hakkında:
M3 Works, 2005 yılında kurulmuş bir kurumsal organizasyon şirketidir. Takım çalışmalarına odaklanan şirketimiz kısa sürede 200’den fazla markanın 300′den fazla etkinliğinde yer almıştır.

M3 Works, hayatlarının büyük bir bölümünü oluşturan profesyonellere, iş yaşamına küçük molalar verdirerek, sanat aracılığıyla motivasyon ve takım çalışması (teamwork, team building), takım ruhu değerlerinin kazanılması çalışmaları yapmaktadır. Ayrıca fuarlar, üniversiteler, seminerler gibi markanın müşteri ile buluştuğu noktalarda, onlara farklı deneyimler sunarak marka ile müşteri arasında kurulacak birebir ilişkide doğrudan pazarlama araçları sunmaktadır. Sunduğumuz çözümler şu şekildedir:
Motivasyon ve Takım Çalışması Atölyeleri
• Ritm Motivasyon Atölyesi (Ritmpark İnteraktif Ritm Projesi)
• Fotoğraf Atölyesi
• Logomozaik
• Dans Atölyesi
• Şirket Korosu
• The Blues Company
• Şirket Orkestrası

Sosyal Kulüpler
• Müzik Kulübü
• Fotoğraf Kulübü
• Resim Kulübü
• Dans Kulübü
• Tiyatro Kulübü
• Edebiyat Kulübü

http://www.m3works.com

2 Ağustos 2010

Gün 2: Pazartesi Sendromu? O da neymiş!

Pazartesi sendromu dedikleri hadise hiç bana göre olmadı. İşimi çok seviyorum ve seve seve geliyorum açıkçası. Emin olun para, mutluluktan önemli değil. Bu yüzden yaptığım işlerde -mümkün olduğunca- mutlu olduğum şeyleri yapmaya çalıştım. Fotoğrafta görüldüğü üzere Aksigorta İnsan Kaynakları‘ndan Beyza Hanım‘la harıl harıl 7 Ağustos’taki Takım Çalışması ve Motivasyon Eğitimi üzerine çalışmaktayız. Bu konuda çok ayrıntı vermeyeyim; nasıl olsa Cumartesi yazarım. Şimdi asıl konumuz olan “işinde mutlu olma”ya dönelim.

Bu konuda onlarca örneğe One Dergi‘de rastlayıp ilham alabilirsiniz (nasıl bağladım konuyu ama :) ). “Kariyer Mimarı” sloganlı One Dergi, son zamanlarda birbirinden değerli onlarca kişiyle yaptığı röportajlarla gündemde.

Benim One Dergi‘yle tanışmam da benimle yaptıkları bir röportajla olmuştu (Kendine hisse çıkarmak diye buna denir). Tabi o zamanlar bu kadar yoğun bir şekilde zirvedeki kişilerle iletişim halinde değildiler de beni muhatap aldılar (Kırdım egomu, oldu mu şimdi?). Sonrasında Young Ceo Club‘dan davet almama vesile olacak bu röportaj olmasaydı, belki bu proje hiç başlayamayacaktı. Bu yüzden yeri önemlidir bende.

Velhasıl kelam, yolun başındaki arkadaşlara selam: Siz siz olun, öncelikle mutlu olacağınız bir iş seçmeye bakın, derim naçizane…

One Dergi Hakkında
Dünya ekonomisinin geleceği ve küresel anlamda sosyal barışın tesisi için inisiyatif almaktan çekinmeyen genç girişimci sayısının artması gerektiği gerçeğini kurumsal ilke olarak benimseyen One iş dünyasında ve sosyal yaşamda yaptığı çalışmalarla girişimci ve sosyal girişimci unvanlarını kazanan genç liderler için bir paylaşım ve etkileşim merkezidir. Toplumsal dönüşüm ve gelişimi gerçekleştirecek olan ‘genç inisiyatif’e paylaşım zemini sağlayan One Dergisi bu paydaşlık sayesinde gençleri her alanda toplum önderleri olmaları için yönlendirmeyi temel amaç olarak kabul etmiştir.
http://www.onedergi.com

1 Ağustos 2010

Gün 1: Kilyos'ta Yanlış Yanıklar

Bugün "Erdem Nerede?" projesinin ilk günüydü. Umarım proje başarılı bir şekilde tamamlanacak ve tam bir yıl sonra 20000 ağaçlık ormanı oluşturacak bütçeye sahip olacağız (Ayrıntılı bilgi için: Nasıl?). Şimdiden Young Ceo Club üyesi ve diğer birçok destek veren firma sayesinde ilk 60 gün satılmış durumda (Kalan günlere reklam vermek için tıklayın).

İlk gün sponsoru Desnet'ti. Genel Müdürü Ömer Ekinci ile sohbet ederken, ilk gün Kilyos'a gideceğimi söylediğimde "Tişörtü çıkarmak yok; o amele yanığını göreceğim!" demesi maalesef gerçek oldu!

Elbette denize tişörtle girmedim. Ama gün boyu ortalığı kasıp kavuran güneş, kahvaltı servisinin yavaş olması ve yalnızca tentesiz bölümde yer kalması sonucu etkisini gösterdi. :)



Desnet Hakkında:
Desnet olarak, Mobil saha satış sistemleri ve Araç takip sistemleri konusunda 12 yılın deneyimiyle Türkiye'nin en büyüklerine hizmet veriyoruz. Müşterimiz, iş ortağımız, bayimiz olun, profesyonel çözüm ortağınız Desnet projelerinize güç katsın. www.desnet.com.tr