Erdemnerede.com blogum artık ErdemGenc.com adresinde
16 Temmuz 2012
Erdemnerede.com değil ErdemGenc.com
Erdemnerede.com blogum artık ErdemGenc.com adresinde
16 Eylül 2010
Yeni kitap ne zaman ? :)
Zaman zaman yazıyorum; ama yoğunluktan pek de hızlı ilerlemiyor. Bir de Debut'a yenilenmiş üçüncü baskı yapmayı planlıyoruz :)
15 Eylül 2010
Blogun devamı www.erdemnerede.com adresinde
Belki bilmeyen kalmıştır. Bu blogun devamı bundan böyle www.erdemnerede.com adresinde yayınlanmaktadır. Çok güzel de bir sosyal medya projemiz var. Bilginize...
14 Eylül 2010
Takip ettiğiniz bir kaç blog?
webrazzi, sunipeyk, ömerekinci, techcruch, burakbuyukdemir, üniaktivite, devletsah, webgirisim, gelistrend...
9 Ağustos 2010
Gün 8: İstanbul’dan Kopmadan Tatil Keyfi
İstanbul gerçekten harika bir şehir. Çok şehir gezdim, “acaba?” diye düşündüklerim de oldu ama İstanbul bambaşka. Bilmiyorum bundan sonra da çıkar mı daha iyi bir yer karşıma.
Tarih ile doğanın, iş yaşamıyla huzurlu aile hayatının bir arada olabileceği tek yer sanırım İstanbul. Yurtdışından gelen arkadaşlarım da çok şaşırıyordu bu duruma. Bir saat yolculuk sonrası, ormanlar, kumsallar ve plaj… Bazıları için mucize gibi birşey. Mucizelerin gerçekleştiği şehir ise İstanbul. Kıymetini bilmek lazım.
Pazar günü erkenden kalkıp ağaçların mis kokuları arasında, bir saat yolculuk sonrası vardığınız (motorsikletle daha kısa ve trafik yok. lakin nispet yapmayayım dedim:) ) Kilyos’ta farklı farklı plajlar var. Geçtiğimiz hafta Tırımata Beach‘teydim. Bu hafta Solar Beach‘i tercih ettim. Yukarıda klasik pazar keyfim olan ‘yığınla gazete okuma’ hadisesinin Beşinci Cadde ile kafiyeli (aslında redif ) olsun diye Milliyet’in Cadde okurkan çekilmiş bir fotoğrafımı görebilirsiniz.
Plaj çok çok kalabalıktı. Kapı girişinden denize girişe kadar şezlonglarla doluydu. Önümüzdeki hafta Ramazan ayı başlıyor; insanlar bu sebeple son haftayı değerlendiriyordu sanırım.Neyseki insanlar yüzmekten çok güneşlenmeye ve barda takılmaya gelmişti ki rahatça yüzebildik. Havanın kapalı olması boğucu bir hava verse de en azından güneş geçen haftaki kadar yakmıyordu.
Beşinci Cadde son dönemin popüler özel alışveriş (private shopping) sitelerinden biri; ama sadece ‘kadınlara özel’ olmasıyla ayrılıyor. Henüz açılmamasına rağmen fısıltı gazetesi sayesinde epeyce yayılmış ve adı sanı bilinir hale gelmiş durumda. Aslında site yönetiminden şu ‘kadınlara özel’ kısmı için özel bir çalışma beklerdim
Beşinci Cadde Hakkında:
Beşinci Cadde, sadece kadınlara özel, en sekin markaları ve en özel hizmetleri %70′e varan indirimlerle sunan, üyesi olmayanlara ve erkeklere kapalı bir alışveriş ve yaşam kulübüdür.
http://www.besincicadde.com
Gün 7: The Blues Company ile Çalışanlar Blues Yaptı
Tabi sadece bu kapalı grubun Keops Medya reklamını görmesi yetmezdi. Ne de olsa şu an gördüğünüz site dahil onlarca websitesinde imzaları var. Projenin böyle güzel sunulması onların sayesinde. Dün de ortaklarından Nihat’la keyifli bir film izledik. Fotoğrafları şuradan görebilirsiniz.
Bu sebeple Cevahir AVM’ye uğrayıp evin eksiğini gediğini, birkaç da lüzumsuz birşeyleri satın aldım. Millet görsün azizim; çalışıyoruz orman yapacağız inşallah
Birazdan da ortamlarda tişörtümle dolanmaya devam edeceğim. Yalnız birkaç saat sonra üzerinde leke falan olursa ‘tasarıma doğaçlama yorum’ deyip geçelim lütfen
Keops Medya Hakkında:
Web tasarımı, arama motorları pazarlaması ve dijital pazarlama konusunda kalitesini müşterilerine tescil ettirmiş kaç ajans vardır dersiniz? Keops Medya, web sitesine, 24 saat açık olan 2. Şube perspektifinden baktığı için hizmet verdiği kurumun tüm ihtiyaçlarını bütünsel olarak tespit eder ve rakip kuruluşların dijital pozisyonlarını inceleyerek sektöründe farkını fark ettirecek bir sentez yapar. Keops Medya, hizmet verdiği müşterilerinin internet dünyasındaki profilini çıkararak bir web stratejisi geliştirir. Bununla birlikte şirketlerin, mesajlarını doğru kitlelere ulaştırması için geliştirdiği web stratejisi ışığında dijital kampanyalar organize ederek şirketlerin hedefe daha hızlı ulaşılmasında etkin rol alır.
http://www.keopsmedya.com
Gün 6: Etiler Üstü Boğaz ile Woo İstanbul
İlk cumanın ceremesini Woo İstanbul çekmiş oldu. Ancak döndüm bilgisayarımın başına. Ama güzel bir gündü efendim. Böylece Woo İstanbul‘un hakkını verecek mekanlarda bulunma imkanı oldu.
Sabah Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’ndeydim. Bir iki işimi hallettim, arkadaşlarla görüştüm. Kampüs gittikçe güzel bir hal alıyor, gelişiyor. Ama yine de Yıldız Kampüsü’nün tamamen taşınması taraftarı değilim. Merkezde güzel bir konumu var.
İş sonrası Etiler Chili’s‘de takıldım. Koca margarita bardakları epey iştah kabartıcı. Ama ilk defa denediğim El Nino bana göre değilmiş. Tekilayı bu kadar yoğun hissedeceksem, shot tercih ederim. Tropical gibi daha tatlı karışımlar, bana daha uygun. Starbucks‘ta da Mert Promosyon GM’i Mert’e rastladım. Dünkü Ajan Salt film gösterimine gelmeyen iki üç YCC üyesinden biriydi; finallerle boğuşuyormuş.
Beşiktaş’tan da bir deniz havası alıp bilgisayar başına geçiverdim. Uykum çok. Üstüne sabah erkenden bir organizasyonda olacağız… O yüzden uzun uzadıya yazamadım. Dünki Angelina Jolie’nin Ajan Salt filmi özel gösteriminden iki kareyle bitireyim:
Ben, Burak Büyükdemir (etohum), Sadık Kocabaş (sunumax), Kamil Güçlü (sütajans)
Nihat (keopsmedya), ben, Kamil, Sadık, Ömer Ekinci (desnet)
Woo İstanbul Hakkında:
Woo İstanbul ile genç ve genç yetişkin erkek ve kadınlara yönelik günlük hayatın pek çok anı için rahat giyilebilir ve şık kombinasyonlar sunuyoruz. Özgün ve farklı konseptimizle erkek ve kadınlar için onları çekici kılacak alternatifler yaratmaya devam ediyoruz.
http://www.woo.com.tr
5 Ağustos 2010
Gün 5: Süt Dökülen Ağaç Canlanır Mı?
Sosyal medyanın “Markanıza İyi Gelir” sloganlı ajansı Süt Ajans‘ı ziyaret ettim bugün. İkram ettikleri süt ve bonsai cinsi minik ağaçla bir poz vermemi istedi Selim Çavuş. Selim’i hepimiz Düşüntaşın Derneği‘nden ve yaptığı “En Çok Kişiyle Kitap Okuma” dünya rekoru denemesinden tanıyoruz.
Sonrasında rahat durmayıp ‘acaba ağaca da iyi gelir mi bu süt?’ merakımı gidermek üzere harekete geçtim. İlk etapta tepki vermeyen mini ağaçtan önümüzdeki günlerde hayırlı haberler almayı umuyorum
Gittiğimde ajansın Genel Müdürü Kamil bir toplantıdaydı, görüşemedik. Sonrasında yakın olduğumuzdan o beni ziyaret etti. Ben de ‘sen misin bana Süt Ajans tişörtü giydiren’ nidalarıyla M3 Works gömleği giydirdim. E biz giydirirsek gömleğini giydiririz evelallah
Akşam Etohum’un Özel Gösterimi’nde Angelina Jolie’li Ajan filmine gideceğim Cevahir Megaplex’te ama geçe kalmadan yazayım dedim. İlginç birşeyler olursa yarın paylaşırım.
Süt Ajans Hakkında:
Süt Ajans, sosyal medya iletişim hizmetleri, marka ve itibar yönetimi, dijital PR ve dijital WOMM alanlarında hizmet vermektedir.
http://www.sutajans.com
4 Ağustos 2010
Gün 4: Erkan Karagöz’ün Yeni Kitabı Yolda
Bugün yazar dostum Erkan Karagöz‘ü ziyaret ettim. Rus Kızı Vasilisa, Yüreğinin Seğirdiği Andır Aşk gibi kitaplarından tanıdığımız Erkan Karagöz aynı zamanda avukat.
Heykel ve fotoğrafçılıkla da ilgilenen ve köşe yazarlığı da yapan bu çok yönlü dostumla yakında çıkacak olan yeni kitabı üzerine çalıştık bugün. Bu sefer Güneybatı Kafkasya’daki toplumsal ve siyasal mücadeleler tarihi üzerine bir çalışması yayınlanacak.
Bugünkü reklamverenim Artstyle İç Mimarlık, acaba Erkan Karagöz’ün ofisi hakkında ne düşünecek? Klasik mobilyalar seven, bir de duvar piyanosu bulunan Erkan Karagöz’ün ofisinin bulunduğu yüksek tavanlı daire gayet keyifli.
Artstyle Hakkında:
Artstyle, 2005’den günümüze “kalite ve estetiğin buluştuğu yer” felsefesiyle hareket ederek %100 müşteri memnuniyeti sağlamak amacıyla çağın bize sunduğu yenilikçi ve kaliteli malzemeleri kullanarak fonksiyonel iş ve yaşam alanları oluşturmaktadır.
Artstyle sahip olduğu profesyonel kadrove kendine ait üretim alanları ile her türlü çözümü sizler için üretir ve uygular.
http://www.artstyle.com.tr
Gün 3: M3! Çalış da çalış…
Üçüncü günü, ismiyle müsemma olsun diye kendi şirketime rezerve etmiştim. Tam da aynı güne Şehir Fırsatı ile yaptığımız kampanya denk gelince ‘cuk’ oturmuş oldu. Bu gece yarısına kadar ‘Temel Fotoğraf Eğitimi‘ almak isteyenler varsa kaçırmasın. Link burada.
Bugün bir yerlere çıkamadım yoğun iş sebebiyle. Oysa yazları sıcak ve kurak geçen çatı katlarında yaşam daha da zorlaşıyor. Neyseki klima icat olmuş da rahatça çalışabiliyoruz.
M3 Works şirketlere sanatla ilgili atölyeler konusunda uzman bir firma. Bunun dışında her organizasyon şirketinin verdiği ses, ışık, destek ekibi gibi işleri de yapmakta. Ayrıntılı bilgi için aşağıyı okuyabilirsiniz.
Masamın dağınıklığı için kusura bakmayın, demek isterdim; ama hep dağınık. Çift monitör rahatlığı yanısıra gördüğünüz gibi raflar oyuncaklarım ve perküsyon aletlerimle dolu. Ofisin geri kalanında da benzer görüntü hakim: Duvarlarda asılı gitarlar, perküsyonlar, çektiğim fotoğraflar, posterler… Ama merak etmeyin, diğer yerleri bu kadar karman çorman değil
M3 Works Hakkında:
M3 Works, 2005 yılında kurulmuş bir kurumsal organizasyon şirketidir. Takım çalışmalarına odaklanan şirketimiz kısa sürede 200’den fazla markanın 300′den fazla etkinliğinde yer almıştır.
M3 Works, hayatlarının büyük bir bölümünü oluşturan profesyonellere, iş yaşamına küçük molalar verdirerek, sanat aracılığıyla motivasyon ve takım çalışması (teamwork, team building), takım ruhu değerlerinin kazanılması çalışmaları yapmaktadır. Ayrıca fuarlar, üniversiteler, seminerler gibi markanın müşteri ile buluştuğu noktalarda, onlara farklı deneyimler sunarak marka ile müşteri arasında kurulacak birebir ilişkide doğrudan pazarlama araçları sunmaktadır. Sunduğumuz çözümler şu şekildedir:
Motivasyon ve Takım Çalışması Atölyeleri
• Ritm Motivasyon Atölyesi (Ritmpark İnteraktif Ritm Projesi)
• Fotoğraf Atölyesi
• Logomozaik
• Dans Atölyesi
• Şirket Korosu
• The Blues Company
• Şirket Orkestrası
Sosyal Kulüpler
• Müzik Kulübü
• Fotoğraf Kulübü
• Resim Kulübü
• Dans Kulübü
• Tiyatro Kulübü
• Edebiyat Kulübü
2 Ağustos 2010
Gün 2: Pazartesi Sendromu? O da neymiş!
Pazartesi sendromu dedikleri hadise hiç bana göre olmadı. İşimi çok seviyorum ve seve seve geliyorum açıkçası. Emin olun para, mutluluktan önemli değil. Bu yüzden yaptığım işlerde -mümkün olduğunca- mutlu olduğum şeyleri yapmaya çalıştım. Fotoğrafta görüldüğü üzere Aksigorta İnsan Kaynakları‘ndan Beyza Hanım‘la harıl harıl 7 Ağustos’taki Takım Çalışması ve Motivasyon Eğitimi üzerine çalışmaktayız. Bu konuda çok ayrıntı vermeyeyim; nasıl olsa Cumartesi yazarım. Şimdi asıl konumuz olan “işinde mutlu olma”ya dönelim.
Bu konuda onlarca örneğe One Dergi‘de rastlayıp ilham alabilirsiniz (nasıl bağladım konuyu ama ). “Kariyer Mimarı” sloganlı One Dergi, son zamanlarda birbirinden değerli onlarca kişiyle yaptığı röportajlarla gündemde.
Benim One Dergi‘yle tanışmam da benimle yaptıkları bir röportajla olmuştu (Kendine hisse çıkarmak diye buna denir). Tabi o zamanlar bu kadar yoğun bir şekilde zirvedeki kişilerle iletişim halinde değildiler de beni muhatap aldılar (Kırdım egomu, oldu mu şimdi?). Sonrasında Young Ceo Club‘dan davet almama vesile olacak bu röportaj olmasaydı, belki bu proje hiç başlayamayacaktı. Bu yüzden yeri önemlidir bende.
Velhasıl kelam, yolun başındaki arkadaşlara selam: Siz siz olun, öncelikle mutlu olacağınız bir iş seçmeye bakın, derim naçizane…
One Dergi Hakkında
Dünya ekonomisinin geleceği ve küresel anlamda sosyal barışın tesisi için inisiyatif almaktan çekinmeyen genç girişimci sayısının artması gerektiği gerçeğini kurumsal ilke olarak benimseyen One iş dünyasında ve sosyal yaşamda yaptığı çalışmalarla girişimci ve sosyal girişimci unvanlarını kazanan genç liderler için bir paylaşım ve etkileşim merkezidir. Toplumsal dönüşüm ve gelişimi gerçekleştirecek olan ‘genç inisiyatif’e paylaşım zemini sağlayan One Dergisi bu paydaşlık sayesinde gençleri her alanda toplum önderleri olmaları için yönlendirmeyi temel amaç olarak kabul etmiştir.
http://www.onedergi.com
1 Ağustos 2010
Gün 1: Kilyos'ta Yanlış Yanıklar
İlk gün sponsoru Desnet'ti. Genel Müdürü Ömer Ekinci ile sohbet ederken, ilk gün Kilyos'a gideceğimi söylediğimde "Tişörtü çıkarmak yok; o amele yanığını göreceğim!" demesi maalesef gerçek oldu!
Elbette denize tişörtle girmedim. Ama gün boyu ortalığı kasıp kavuran güneş, kahvaltı servisinin yavaş olması ve yalnızca tentesiz bölümde yer kalması sonucu etkisini gösterdi. :)
Desnet Hakkında:
Desnet olarak, Mobil saha satış sistemleri ve Araç takip sistemleri konusunda 12 yılın deneyimiyle Türkiye'nin en büyüklerine hizmet veriyoruz. Müşterimiz, iş ortağımız, bayimiz olun, profesyonel çözüm ortağınız Desnet projelerinize güç katsın. www.desnet.com.tr
8 Temmuz 2010
9 Günde İzlediğim Gruplar: Metallica, Manowar, Megadeth, Slayer, Cannibal Corpse, Amorphis, Nevermore...
Sonisphere 2010
25/26/27 June 2010 @ İstanbul BJK Inonu Stadium
- * METALLICA
- * RAMMSTEIN
- * ACCEPT
- * MANOWAR
- * SLAYER
- * MEGADETH
- * ANTHRAX
- * ALICE IN CHAINS
- * STONE SOUR
- * VOLBEAT
- * PENTAGRAM
- * GREN
- * MURDER KING
- * HAYKO CEPKİN
- * BLACKTOOTH
- * FOMA
- * ETE KURTTEKİN
Unirock 2010
*UNIROCK OPEN AIR FESTIVAL III
2-3-4 TEMMUZ 2010
- CANNIBAL CORPSE
- NEVERMORE
- AMORPHIS
- OBITUARY
- NECROPHAGIST
- DARK FUNERAL
- OVERKILL
- SABATON
- BELPHEGOR
- GRAVE DIGGER
- HEAVEN SHALL BURN
Ses sistemi çok güçlüydü; ama gereğinden fazla açıktı.
İlk gün Rammstein sahne şovu nasıl olur hepimize gösterdi. Türkiye'de izlediğim en iyi sahne şovuydu (Download Festival, İngiltere'deki KISS konseri de izlediğim en iyisidir).
Manowar Joey Demaio Türkçe Konuşma: Kim için geldiniz? from Metal Monster on Vimeo.
İkinci gün Manowar'ın performansını önceki Yedikule Zindanları konserine göre zayıf buldum. Manowar'ın epik parçalarına zindanlarda eşlik eden gökgürültüsü ve şimşekler konsere harika bir atmosfer katmıştı. Eric Adams'ın meşhur uzun uzun okuduğu nadide parçaları, sanki ses kısıklığından kesik kesik söylemesi canımı sıktı. Arada scream'lerle gönlümüzü almaya çalışsa da asıl gönlümüzü alan Joey Demaio'nun Türkçe konuşması oldu. Bu da Rammstein gibi 'yüksek bütçeli görsel kullanmadan nasıl sahne şovu yapılır'ın dersi gibiydi. "Kim için geldiniz?" sorusu ve tüm stadın "Manowar!" diye haykırması uzun süre unutulmayacak. Bunu Bulgaristan ve Romanya konserlerinde o dillerde yapmış.
Son gün ise içi geçmiş Big Four üstüne Metallica ilaç gibiydi. Önceki konserden de iyilerdi ama üç gündür ayakta olmanın yorgunluğuyla hakkını veremediğimi itiraf edeyim.
Unirock'ta ilk gün çocukluk kabusum Cannibal Corpse vardı headliner.
90'lı yılların efsanevi PC oyunları dergisi Gameshow yazarları adeta kahramanlar gibi benim gibi oyunseverler için. MAC diye bir adamın MACBETH adlı (adı da Shakespeare'in ölümsüz eserinden gelir) okuyucu sorularını cevapladığı bir köşesi vardı. Yoğunluktan her mektup yayınlanmazdı. Ben de orijinallik olsun diye mektubumu CD üzerine CD kalemiyle yazmıştım (o ara mektubu WORD dosyası olarak CD ile göndermek modaydı. "CD gönderin" esprisine ithafen öyle yollamıştım). O da beş soru olan/sığan mektubumu yayınlayıp yanıtlamıştı.
Sorulardan biri "En manyak metal grubu hangisidir?"di ve yanıt "Cannibal Corpse"tu.
Ortaokul yıllarımdı. Metalcilerin en sık takıldığı ikinci pasaj olan Atlas Pasajı'nda (diğeri Kadıköy'deki Akmar) Karga'dan Butchered At Birth albümünü ve bir süre sonra da aynı desenli tişörtünü almıştım. Dehşet dolu bebek ölüleri dolu albüm kapağının tişörtü de etraftakiler tarafından o denli şaşkın bakışlara gebe oluyordu ve açıkçası keyifle giyiyordum ben de. Müthiş gürültülü ve hızlı müziğin de bundan aşağı kalır yanı yoktu. Nadiren de olsa dinlediğim gruplar arasına girmişti.
Yıllar sonra bu kabusu canlı gördüğümde ise o kadar korkunç adamlar olmadığını gördüm. Sahnede kan gövdeyi götürmüyordu. Davulcu albümler kadar seri değildi. Durmadan kafa sallamaktan boynu kalınlaşmış vokalist bir gülümsese sevimli bile olabilirdi. Nitekim böylece çocukluk kabusum sona ermiş oldu.
Unirock'taki genel problem kötü/yetersiz/düzgün ayarlanamamış ses sistemiydi. Bu yüzden müzikten daha çok Sonisphere'de gürültüden pek konuşma fırsatı bulamadığım dostlarla sohbet keyif verdi.
26 Haziran 2010
Türkiye Gazetesi'nde bugün yayınlanan röportajım
GENÇ TÜRKİYE
HAZIRLAYAN: Fatih SELEK
ÜNİVERSİTE KULÜPLERİ ARI GİBİ
DÜNYADA AKTİF
Türkiye’deki 146 üniversitede 2 bin 500’ün üzerinde üniversite kulübü faaliyet gösteriyor. Öğrencileri sosyalleştiren ve onlara ilk kariyer basamağını sunan bu topluluklar arasında ülke sınırlarını aşıp uluslararası etkinliklere imza atanlar bile var.
HERKESİN HARCI DEĞİL
Her yıl en aktif kulübü ödüllendiren www.uniaktivite.net’in yönetici ortağı Erdem Genç, öğrencilerin, organizasyon şirketlerinin zorlanacağı aktiviteler yaptığını söylüyor. Genç, “Kulüplerin bütçelerinin toplamı neredeyse bir holding kadar” diyor.
Dağcılık ve su sporları kulüpleri üniversitelerin en gözde toplulukları arasında.
İnsan kaynakları zirvesi düzenleyen bazı kulüpler, uzmanları ve iş dünyasını öğrencilerle buluşturuyor.
Üniversitede sosyalleşmenin yolu, öğrenci kulüplerinden geçiyor. Çoğu zaman kariyer basamaklarının ilk adımı olan bu kulüpler, derslerle boğuşan öğrencilere hayata katılmaları için faaliyet alanı sunduğu gibi kalıcı dostlukların temellerinin de atılmasını sağlıyor.
Spor, kültür, sanat, mühendislik, seramik, edebiyat, münazara, kariyer, robot, havacılık, uzay, tiyatro, müzik... Aklınıza gelebilecek her alanda öğrenci kulübü faaliyet gösteriyor. Bunların arasında seminer, söyleşi ve paneller düzenleyip kendi yağıyla kavrulan küçük oluşumlar da var, uluslararası organizasyonlara imza atıp kıtaları birleştirenler de. Mesela, 60 ülkeden 1350 öğrenciyi Antalya’da bir araya getiren Koç Üniversitesi Münazara Kulübü’nün hatırı sayılır bir yeri bulunuyor. Ama kulüpleri en faal okul, Yıldız Teknik Üniversitesi...
Bunu nereden mi biliyorum?
Her yıl bir yarışma düzenleyerek en aktif kulüpleri ödüllendiren üniversite medyası ve sosyal iletişim ağı www.uniaktivite.net internet sitesinden.
HEPSİNİ BİR ARAYA TOPLADI
Bu sene 525 kulübün katıldığı “En Aktif Kulüp Yarışması”nda bilim ve teknolojide Yıldız Teknik Üniversitesi IEEE Kulübü, iş ve kariyerde İTÜ Endüstri Mühendisliği Kulübü, sporda Anadolu Üniversitesi Doğa Sporları Kulübü, sanatta Hacettepe Üniversitesi Dans Sporları Topluluğu, düşünce ve genel kültürde Ankara Üniversitesi Mülkiye Kamu Çalışma Topluluğu, sosyal sorumlulukta Pamukkale Üniversitesi Genç TEMA Kulübü birinci oldu.
Biz de yüzlerce kulübü bir araya toplama başarısını gösteren Üniaktivite’nin yönetici ortağı Erdem Genç ile konuştuk.
Aynı zamanda ödüllü bir fotoğraf sanatçısı ve başarılı bir müzisyen olan YTÜ Makine Mühendisliği mezunu Erdem Genç, Türkiye’de 140 civarında üniversitede 2 bin 500’den fazla aktif kulüp olduğunu söylüyor. Genç’in verdiği bilgiye göre, kulüplerin üye sayısı genel olarak 20 ila 4 bin kişi arasında değişiyor.
90 BİN LİRALIK BÜTÇE
“Öğrenci kulüpleri birbirinden ilginç ve gerçekten organizasyon şirketlerinin bile gerçekleştirmekte zorlanacağı aktiviteler düzenliyor” diyor Erdem Genç, “Üstelik bin TL ile 90 bin TL arasında değişen bütçeleri olan bu aktivitelerin 1 yıllık toplam bütçesi neredeyse mini bir holding bütçesine eşit. Özellikle büyük şehirlerdeki üniversitelerde, aktiviteler daha ses getirici oluyor. Ama Anadolu’da da, imkansızlıklara rağmen çok güzel işler çıkaran kulüpler var. Düzenlediğimiz yarışmada ödül alan 18 kulübün 5’i Anadolu’dan.”
Peki bir kulübe katılmak bir öğrenciye nasıl bir vizyon sunuyor?
Erdem Genç, bu sorumuza şöyle cevap veriyor: “Kulüplerin üniversitelilere sunduğu fırsatlar saymakla bitmez. Günümüzde rekabet şartlarının iyice zorlaştığı ve herkesin yana yakıla girmeye çalıştığı “iş dünyası”nın küçük bir simülasyonu aslında. Üniversiteliyi iş hayatına hazırlayan, inisiyatif almasını sağlayan, sonsuz fırsatlar sunan bir laboratuvar diyebiliriz kulüpler için. İlk adımı kulüplerde atmış çok sayıda başarılı insan var. Mesela, AKUT Başkanı Nasuh Mahruki, Bilkent Üniversitesi Dağcılık Kulübü’nde yetişmiş.
İŞ DÜNYASI KEŞFETTİ
Erdem Genç’e, “İş adamları bu gençlik organizasyonlarına nasıl bakıyor?” diye soruyorum. “İş dünyası gençliğe oldukça sıcak bakıyor çünkü geleceğin lider ve yöneticilerinin onların arasından çıkacağının farkındalar” diye cevap veriyor ve anlatmaya devam ediyor: “Ayrıca gençlik pazarlaması yapmak isteyen bir markanın üniversitedeki ilk kontağı hızlı organize olabilme yeteneğine sahip ve yeni projeler üretebilen öğrenci kulüpleri. Dolayısıyla onlarla sürekli iletişim halinde kalabilmek ve onların aktivitelerini desteklemek için firmaların ayırdığı bütçeler de günden güne artıyor. Ayrıca iş adamları yoğun bir şekilde üniversite aktivitelerinde konuşmacı/konuk olarak yer alarak gençlerle bir araya geliyor.”
İSİMLERİYLE DİKKAT ÇEKEN TOPLULUKLAR
> Mağara Araştırmaları Kulübü (Boğaziçi Üniv.)
> Gümrük Kulübü (Beykent Üniv.)
> Hayal ve Bilimkurgu Oyunları Kulübü (Galatasaray Üniv)
> Hijyen Kulübü (Atatürk Üniv.)
> Astronomi Kulübü (İTÜ)
> Bağımlı Olma Bilgili Ol Topluluğu (Ege Üniv.)
> Kalite ve Verimlilik Kulübü (Yıldız Teknik Üniv.)
> Meslek ve İş Etiği Topluluğu (ODTÜ)
> Raptiye Mizah Kulübü (Bahçeşehir Üniv.)
> Köpek Psikolojisi ve Eğitimi Kulübü (İstanbul Üniv.)
> Leylek Gezi Kulübü (Sabancı Ü.)
> Dünyayı Kurtaran Kulüp (Sabancı Üniversitesi)
KAMPÜSÜN GÜNDEMİNİ ONA SORUN
27 yaşındaki Makine Mühendisi Erdem Genç, kurucu ortağı olduğu www.uniaktivite.net internet sitesi üzerinden kendini geliştirmek, aktiviteleri kaçırmamak ve kampüs gündemini yakalamak isteyenlere rehberlik yapıyor. Genç, “Şu ana kadar sitemize 500 üniversite kulübü ve 200 bin üye kayıtlı. Ama biz kulüplerle sürekli iletişim halindeyiz. Sadece sanal ortamda değil, aynı zamanda kulüp başkanları ve yönetimlerle ‘Kulüp Buluşmaları’ adı verdiğimiz tematik toplantılarda ayda bir buluşuyoruz. Öğrencilerin gerçekleştirdiği aktivitelere tanıtım sponsorluğu yapıyoruz” diyor.
KISA filmciler kamera başına!
DenizBank, Akbank ve Metro Group, kısa film yarışmalarıyla geleceğin yönetmenlerini arıyor. DenizBank, “AçıkDeniz’i Anlat Bana” başlıklı bir kısa film yarışması düzenleyerek genç yönetmenlere yeteneklerini görterme şansı sundu. ATM, çağrı merkezi, internet bankacılığı ve mobil bankacılık gibi şubeye alternatif kanallar üzerinden bankacılık işlemi yapmanın avantajlarını anlatmak, yarışmanın ana konusunu oluşturacak. Son başvuru tarihinin 15 Temmuz 2010 olduğu yarışmada, büyük ödül 10 bin TL. İkinciye 5 bin TL, üçüncüye 2 bin 500 TL verilecek. Detaylı bilgiye www.pasodeniz.com adresinden ulaşılabilir.
AKBANK’IN KISALARI
Mart 2011’de 7.’si düzenlenek Akbank Kısa Film Festivali’ne başvurular başladı. Son başvuru tarihi 04 Aralık 2010 olan yarışmada “En iyi film” seçilecek eserlerin yönetmenleri 8’er bin TL ile ödüllendirilecek. Detaylı bilgi, www.akbankkisafilm.com adresinde.
METRO Group’un sinema ve iletişim öğrencileri için 8.’sini düzenlediği kısa film yarışmasına başvurular başladı. Son katılım tarihi 28 Ekim olarak belirlenen yarışmada birinci gelen yönetmen, New York Film Akademisi’nde 1 aylık burslu sinema eğitimi kazanacak. İkinci 2 bin euro, üçüncü ise bin euro ödül alacak.
Fatih Üniversitesindeki kongre ilgi gördü.
43 üniversite nanoteknoloji için buluştu
Fatih Üniversitesi Biyo ve Nano Teknoloji (BİNOTEK) Kulübü nanoteknoloji biliminin önemine işaret etmek ve bu doğrultuda çalışmalara hız kazandırmak amacıyla NABİTEK-2010 “Uluslararası Katılımlı Nanobilim ve Nanoteknoloji Öğrenci Kongresi”ni düzenledi. Büyükçekmece Kaya Ramada Plaza’da gerçekleşen kongre, hem ülke içinde nanoteknoloji ile yakından ilgilenen akademisyen ve öğrencileri hem de yurt dışında bu alanda başarıya imza atmış birçok bilim insanını bir araya getirdi. 43 farklı üniversitenin 39 farklı bölümünden katılımcılarla bu alanın nabzını tutan önemli isimlerin buluştuğu kongrede; Biyo-Nano Çip Teknolojisi, Nanoteller ve Nanotüp üretimi, Nanoteknolojinin sağlık üzerine etkileri ve enerji kazanımları gibi konular ele alındı. Fatih Üniversitesinde, 19 ayrı laboratuvardan oluşan Biyo Nano Teknoloji Araştırma Geliştirme Merkezi bulunuyor.
Pozitif TV - Geliştrend programı için Ömer Ekinci'nin benimle yaptığı röportaj
Orijinal adresinde izlemek için tıklayın.