30 Mart 2008'de Bostancı Gösteri Merkezi'nde pek leziz bir Pentagram DVD tanıtım konseri oldu. Ekşide pek güzel yazmış sta:
güzel bir konserdi.
son olarak kaç sene önce canlı olarak pentagramı izlediğimi tam olarak hatırlamasam da aradan beş yıl geçtiğini tahmin ediyorum. pazar gününü haftanın yorgunluğunu atmak için evde geçirmeye karar vermiş olmama rağmen arkadaşımın davetiyle son anda gidip yetiştiğim konser oldu. geç kaldığım için konserin nasıl geçeceğiyle ilgili hiçbir fikrim yoktu. tabi ki pentagramla alakalı bir endişem yoktu da seyircilerin nasıl olacağını tahmin edemiyordum. neyse, içeriye girdiğimde konser başlamak üzereydi, her yer karanlık falan. bgm'ye ilk defa gittiğimden sahnenin olduğu yeri bile anlayamadım. o aşamada sadece arkadaşımın elini tutup konseri beraber izleyeceğimiz grubun yanına gitmeye çalıştım. etrafta çığlıklar ıslıklar falan. pentagram da beni beklermiş gibi tam yerimi aldığımda ilk şarkıya başladı.
şarkılar çalındıkça uzun süredir çoğunu dinlemediğimi farkettim. çalınanların hepsini biliyordum tabi ki de sözlere eşlik etmeye çalıştığımda birkaç kelimeden sonra içimden "aaa unutmuşum lan burasını" dedim sürekli. şarkı sözlerini ezberleyebilen bir hafızam olmamıştır hiçbir zaman zaten de önceden bayıldığım sözlerin aklıma gelmemiş olması oldukça şaşırttı. biraz daha uğraştıktan sonra koyverdim zaten. etrafı gözlemledim, konuk müzisyenlere dikkat ettim, alt tarafta pogo yapan veletlere bakıp güldüm falan. (ben en arkadaydım bu arada)
benim gibiler için konserin en vurucu anlarından biri 92 doğumluların yoğunluğunu anladığımız an oldu heralde. arkadaşım "bunlar benden nerdeyse 10 yaş küçük lan" diyip hayata küstü o anda. benim için de bikaç yıl farkla geçerliydi bu durum. trail blazer 93'te yapılmış olsaydı aynı gürültü kopacak mıydı onu merak ettim bir de.. yaş ortalamamız 23-24 olmasına rağmen yaşlı kaldık resmen ortamda.
konuk sanatçı olayı oldukça güzeldi. buket doran çıkıyor, hayko cepkin giriyor. ogün sanlısoy çıkıyor, bir'i söylemek için 10 saniye sonra bir daha giriyor. kerem özyeğen "popçular dışarı" sloganı eşliğinde çıkıyor konserin sonu dahil bir daha geri gelmiyor. o slogan hoş olmadı ama keşke kerem özyeğen'de güneş gözlükleriyle pentagram'ın sahnesine çıkmasaydı diye düşünüyor insan. 1000 in the eastland ve give me something to kill the pain'de çıktığı için ayrı yere koyduğum kişilerden biri oldu bu konserde.
en güzel yeri de ılgın ayık'a ayırıcam sanırım. itü'deki yedinci istanbul rock festivalinden sonra onu izlemek yine çok güzeldi. 22 nisan 2005'te, o farkında olmasa da, bana yaşattığı güzel duygular için -bir pentagram konseri başlığına yazılmış bir entryde bile olsa- teşekkür ederim. gönül telimi titretebilen ender insanlardan biridir benim için.
büyüdüğüm şehir olan bursa'nın da "orası bir zamanlar rock city idi" diye anılması da ayrı bir duygulandırdı. ardında da şebnem ferah da trooper'ı söyleyemedi ama olsun yine de güzeldi ondan bir iron maiden şarkısı dinlemek.
sonuç olarak, ben yine eski sıklıkta pentagram dinlemiycem belki ama bu konser sayesinde en azından onların ne kadar önemli bir grup olduğunu tekrar hatırlamış bulunuyorum.
for those who died alone ile entry i bitiriyoruz efendim..
sonrasında Derin ile leziz bir prova yaptık o gazla...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder