5 Mayıs 2009

Adana Çukurova Üniversitesi

En baştan söylemek istiyorum: Adana’ya gidecek varsa aç gitsin! Rejim yapıyorsanız, sakınınız :) Süper lezzetli kebaplar, çıtır çıtır tatlılar, ciğercisi, künefecisi… Yazık yani size. Özellikle deniz sezonunun açılmak üzere olduğu şu günlerde, fena bir darbe oldu formuma :)

Neyse efendim, bu konuya tekrar döneceğiz; ama asıl olayımız Adana Çukurova Üniversitesi. Yine geniş, düzenli, ferah, yeşillikler içerisinde bir üniversite olmasına artık pek şaşırmıyorum. Buranın farkı, kalabalığı ve daha çok bir şehir görünümünde olması. İçeride her şey var öğrenci için: bankalar, kafeler, yurtlar, kütüphaneler, spor salonları… Starbuck’s bile gördüm Allah sizi inandırsın :)

Kültür Müdürlüğü’nde görüştüğümüz Bülent Bey, bizi gayet sıcak karşıladı. Üniversite kulüplerini yönlendirmede ve Çukurova’nın Üniaktivite’de daha çok yeralması konusunda tam destek vereceğini belirtti. Kendisine bir teşekkür de buradan edeyim.

Adanalı arkadaşlarımdan havanın hep güneşli ve sıcak olduğunu defalarca duymuşken, yağmur ve şiddetli rüzgar epey şaşırtıcı oldu. Üç dakika yağıp geçen, kafasına göre çiseleyen yağmur sayesinde öyle bunaltıcı bir sıcak da yaşamadık. İkinci gün epey sıcak olacaktı ki, şu an dönüş uçağında yazıyorum bu metinleri.

Bu arada Türk Hava Yolları! Sesimi duy. Akşam uçuşlarında verdiğin zeytinyağlı salata seçeneğini, sabah kahvaltısına da koy. Kahvaltıda da salata yeyip Adana kebaplarıyla yaşadığım büyük aşkın ızdırabından kurtarmama merhem olsun :)

Yağmurlar ve rüzgar sebebiyle olsa gerek pek kalabalık yoktu gündüz. Akşama doğru biraz hareketlendi Koçfest. Karaoke ve dans yarışmasında artan kalabalık Ritmpark konserinde zirveye ulaştı. Spor Salonu’nda Mor ve Ötesi konseri de her zamanki gibi coşkulu geçti. Ama kalabalık diğer üniversite şenliklerindeki kadar çok değildi. Konser sonrası şiddetini arttıran yağmur, organizasyon ekibine epey zorluk yaşattı.

Adana’ya gitmişken on yıl gibi bir tarihi olmasına rağmen, Türkiye ve Orta Doğu’nun en büyük camisi olan altı minareli Sabancı Cami’ne ve hemen yanındaki Arkeoloji Müzesi’ne de uğradık. Müzenin gelişmesi ve varolan eserler konusunda daha fazla bilgilendirme yapılması gerekiyor; yine de gezmeye değer.

Bir sonraki duraklarımız Perşembe Eskişehir Üniversitesi ve Cuma Uludağ Üniversitesi…

Hiç yorum yok: